Sultanahmet Camii, Türklerin yapmış olduğu en iyi camilerden biridir ve bulunduğu alana da ismini vermektedir. İhtişamlı görünüşüyle kendine çeken ve içeriye girilen ilk anlardan itibaren 400 yıllık atmosferi iliklere kader hissettiren bu cami en güzide eserlerden de biridir. 17. yüzyılın başlarında inşa edilmiş olan bu eşsiz cami yalnızca yapılmış olduğu dönemde değil sonraki her yüzyılda da ziyaretçiler tarafından büyük beğeni toplamıştır. İstanbul Boğazı’nın muhteşem manzaralarından dahi görünen ve İstanbul’un en önemli simgelerinden biri olan Sultanahmet camii Tarihi Yarımada ziyaretlerinin vazgeçilmez lokasyonlarındandır.
Sultanahmet camii klasik dönem Osmanlı mimarisinin son örneklerinden biri olarak ön plana çıkmaktadır. 1600’lü yıllarda inşası gerçekleştirilmiş olan cami geleneksel Türk-Osmanlı mimarisinin müthiş yansımalarını ve izlerini taşır. Osmanlı tarihinde başkent olan Bursa’da başlayan ve daha sonra Edirne’de olgunlaşmış olan bu mimari tarihi İstanbul’un fethinden sonra zirve noktaya ulaşmıştır. Özellikle de bu yolda Mimar Sinan’ın emekleri büyüktür. Sultanahmet Camii inşa edildiği sıralarda Mimar Sinan döneminde etkileri hala devam etmektedir.
Bu nedenle Mimar Sinan’ın eserlerinden biri olan Şehzade Camii ile Sultanahmet Camii’nin pek çok benzerliği bulunur. 1700’lü yıllara gelindiğinde Osmanlı mimarisinde artık batılılaşma etkilerine rastlanır. Barok akımları ve neoklasik akımlardan etkilenen mimariler artık Avrupai tarzda camiler ve saraylar inşa etmeye başlar.
Sultanahmet camii mimarı kimdir noktasında Mimar Sinan’ın öğrencisi olduğu da bilinen Sedefkar Mehmet Ağa’nın ismine rastlanır. Sultanahmet camii mimarı Sedefkar Mehmet Ağa, bu muhteşem caminin merkez kubbesini birçok çeyrek kubbe ve 4 yarım kubbe ile desteklemiştir. Kubbelerin sahip olduğu zarafet dışarıdan bakıldığında dahi muhteşem bir görünüm sunar. Merkez kubbeden aşağıya doğru inildikçe kat kat bir şekilde inanan tüm kubbeler dizisi son derece estetiktir.
Osmanlı tarihinin en ünlü mimari olarak kabul edilen Mimar Sinan’ın öğrencisi Sedefkar Mehmet ağa tamamen hocasının sanatlarını örnek almayı tercih etmiştir. Bu nedenle de Sultanahmet Camii’ni tasarlarken Şehzade Camii’nden etkilenmiş ve üzerine kendi yorumlarını da eklemiştir.
Sultanahmet camii özellikleri ile de anılmakta ve muhteşem görünümler sunmaktadır. Sultanahmet camii içi, adeta hayran bırakan motifler ve süslemeler ile kaplanmıştır. Sultanahmet Camii’nin en çok dikkat çeken özelliklerinden biri de iç mekanında bulunan dev sütunlardır. Hem merkez kubbeyi destekleyen hem de mükemmel bir görünüm sunan sütunlara fil ayağı ismi de verilir. İhtişamlı dev sütunların etrafında mermerler ve çeşitli kalem işleri ile yapılmış olan süslemeler de bulunur. Sütunların en üst kısmından başlamakta olan bu süslemeler kemerler sayesinde kubbelere kadar uzanmakta ve bütün bir görünüm oluşturmaktadır. Caminin sahip olduğu çeyrek ve yarım kubbeler sayesinde caminin iç mekanı hem yanlara doğru genişletilmiş hem de mükemmel bir derinlik kazanmıştır. Ayrıca Sultanahmet camii imamı en kalabalık günlerde dahi orada bulunan herkesin imamı net bir şekilde duyabileceği tasarıma sahiptir. İstanbul kentindeki en büyük Osmanlı camisi olmamasına karşın hem konumu nedeniyle hem de sahip olduğu tarihi önem ile en fazla ziyaret edilen camidir.
Sultanahmet camii hangi semtte diye soranlar için bu heybetli cami İstanbul’un Fatih semtinde bulunmakta olup aynı adı taşıyan Sultanahmet Mahallesi’ne konumlandırılmıştır. Sultanahmet camii nerededir noktasına ek olarak nasıl gidileceğini de ele almak gerekir.
Taksimden gitmek isteyenler Taksim-Beyazıt otobüslerini kullanarak Beyazıt’a ulaşabilir ve daha sonra tramvay caddesinden 10 dk yürüyerek camiye ulaşabilirler. Beşiktaş’tan ulaşım gerçekleştirmek için ise Kadıköy-Eminönü vapuruna binmek ve tramvay ile Sirkeci-Gülhane duraklarından sonra gelen Sultanahmet durağında inmek gerekir.
Sultanahmet camii Ayasofya arası yakın olduğu için Sultanahmet Camii’ni ziyaret edenler Ayasofya’yı da ziyaret edebilirler. Aynı zamanda caminin hemen bitişiğinde Türk ve İslam Eserleri Müzesi bulunur. Halifelikler döneminden kalan pek çok İslami eseri barındırmakta olan müze oldukça ilgi çekicidir. Hem Osmanlı imparatorluğundan hem de Selçuklu Devleti’nden kalma pek çok esere bu müzede rastlanabilir. Sultanahmet Camii konum olarak İslam Bilim ve Teknoloji Müzesi’ne de yakındır. Gülhane Parkı’nın içerisinde bulunan müzede çok sayıda tıklama aliminin bilme olan katkıları anlatılmaktadır.